Tamdyrdan ýañy çykan terjime :)

GELIN KÜRTESI.

O benim vazgeçilmezimdi... ama o beni anlamadı... ya da ben anlatamadım. Dünya herkese farklı şekilde aydınlanıyor işte. Allah ona pişman olmayı nasip etmez, inşallah. Ben'se... boşver... kalp var'sa aşk bulunur.
(Birisinin anlattıklarından)
Hepsi rüya gibi geçti, gitti. Çocukluk, okul yılları, on üçlü, on dörtlü yaşlarına gelmesiyle beraber bedeninde türeyen değişiklikler yüzünden oluşmuş bir-birinden yeni duygular, onların daha önce hissedilmemiş hazzı, bilinmezliği, ilk aşk olduğu düşünülen, düşünüle-düşünüle, onlarca defa tutuşan, her defasında da hayal kırıklığına ugradığı anda unutulan heveslerin abartıldığı günler.
Sanki, hepsi gerçek değilmiş de büyülü bir rüyanın parçasıymış gibi...
Evlerine görücü geldiğindeki heyecanı, oğlan'la ilk buluşmaları, onun kibarlığına kapılıp, evliliğe razı oluşu, bekleye-bekleye sonunda gelip çatan düğün. Hatda, onlar bile Yıldıza uykudayken görülmüş rüya gibi geliyordu. Güya nikah kıyılıp, kuşak çözüldükten sonra yeşil gelin kürtesinin altında yanındakı kadınlar ve kızların muhabbetini, bir-birlerine şakayla karışık laf atmalarını duymadan, kendi düşüncelerine kapılıp, iç heyecanını yenmeye çalışarak, kızarıp, titreyen gelin de kendisi değilmiş gibiydi. Tıpkı, kimseye gözükmeyen bir gölge kılığına girerek, Yıldız isimli bir kızın evlendirilişini, gelin oluşunu, yabancı bir yere ilk defa gelip, yabancı insanlari ilk defa görüp, yadırgayşını kendisi yaşıyormuşcasına kıyısından seyreder gibiydi.
Yıldız kendisinin gelin olduğuna, başına ta saçlarını rüzgara savrup, oradan oraya koşturduğu küçücük kizken hayalini kurduğu elde edilemeyecekmiş gibi gözüken, takıları şıngırdayan, gelin kürtesinin konulduğuna inanamıyordu. Bi de nedense o zamanlar küçük ve saf kıza mutluluğun zirvesiymiş gibi gözüken, diğer gelinlerde keyifle imrenme ve masumca çocuk kıskançlığıyla seyredilen güzel gelin kürtesi Yıldıza beklediği hazzı vermiyordu. Belki bu Yıldızın gerektiğinden fazla heyecan yapmasındandır ya da belki belirsiz, yeni hayatının eşiğinden sadece adım atıp, daha içerisine geçemeyip, dizlerinin bağı çözülerek, kendi duygularından yön-yöre bulamadığı içindir.
Yıldız duygularını anlamıyordu. O anlayacakdan fazla heyecanlıdı, eli ayağına dolaşıyordu.Yıldızın kalbinde nasildir bir üzüntü ile karışık neşe duygusu vardı. Ama bu duygu sevinç mi, tatmin olmak mı, kederli mutluluk mu Yıldız bilmiyordu.
Yıldız heyecandan başındaki kürtesinin ağırlığını bile hissetmiyordu. Kürte çok hafifdi. Yoksa, dışardan bakıldığında, ince işlenmiş, astarlı kürtenin epeyce ağırlığı varmış gibiydi.
Yıldızın etrafına kümelenmiş kadınlar, kızlar bir-birinin konuşmasına müsade etmeden " Kız da Kız " diye, şakalaşarak evi havaya uçuracak gibiydiler. Onların keyiflerinin yerinde olduğu seslerinden anlaşılıyordu. Demin bitip, mahellesi dağılan düğünün coşkulu etkisi daha kadınların ve kızların iliklerinden çıkmamıştı. Birazdan düğünün etkisi dağılmaya başlar, sonra da düğünün sorunsuz geçmesi için bir-iki gündür yarım-yamalak uyku ile rahatca oturarak yeyip-içmeden, iki yana koşturarak yapılan yardımın yorgun-argınlığı bedenleri ele geçirip, neşeden ötrü gerildiği için yorgunluğu hissetmeyen damarları gevşetir ve uykuyla kuşatır... Ama şimdi ise maddenin etkisine yakın düğünün etkisi, gücünü kaybetmemişti, sırf bu yüzden kadınlar ve kızlar işlemeleri ışıldayan kürtenin altında nazlanarak oturan Yıldızın yanında beş çayı muhabbeti yapıyordular. Onların muhabbetini dinlemeyen Yıldız başını kaldırmaya dahi utanıp, aynı oturuşunu değiştirmeden, başını öne eğerek kamburlu oturuyordu.
Yıldız vakti-zamanı tahmin etmeye çalışıyordu. Kuşak çözdürüldüğünde Yıldız birisinin kabaca erkek sesiyle " Saat daha ikiyi on geçiyor" diyerek, başka birisinin sorusuna cevap verdiğini duymuştu.
Ama Yıldıza ondan beri bütün sonsuzluk geçmiş gibi geliyordu. Birden ise vakit asla kımıldamayıp, kuşak çözülerek eve buyur edildiğinden beri bozuk saatin dili gibi donup kalmışa benziyordu. Etrafındakı kadınların duymasından çekindiği için kendisine sokularak oturan on dörtlerindeki kızdan " Vakıt kaç, acaba?" diye sormaya utanıyordu. Gerçeği, o kızın sadece kendisi yanında ise Yıldız utanmazdı da. Çünki, Yıldız onun artık kendi baldızı, Saparın kız kardeşi Ayşat olduğunu biliyordu. Ah, ama, bu kadınlar var, her birisi de farklı bir şey düşünür, birisi " Akşamı bekliyor, galiba, zavallı" der, yine birisi bir şey der, üçüncü birisi ise kendince " Niye acele ediyorsun, hasbam, kocanın koynu kaçmıyor ya" diye azarlar.
Sapar dedi de, aklına geldi. Yıldız Saparın suretini hayalinde canlandırmaya çabaladı. Ama beceremedi. Saparın isminden başka hiç bir şey Yıldızın aklına gelmedi. Saparın sadece Sapar adı ile onun kendine kibar geldiği Yıldızın aklında kalmış.
Yıldız Saparın resmini değil de kendisini bir defaya mahsus buluştuklarında görmüştü. O zaman bile kisa süre sonra doğru-düzgün konuşamadan vedalaşmıştılar. Onların o buluşmalarının devamlılığı iki saate bile yetmemişti. Bu gün ise gelin arabasında otururken de, köy muhtarının odasında nikah defterini imzalarken de, Mahtymkuli babanı anıtına çiçek bırakırken de, sonra kuşak çözdürüldüğünde de Yıldız tek sefer bile Saparın yüzüne bakamamıştı...
Birden muhabbet şap diye kesildi. Yıldız etrafının boşaldıgını şimdi hissetti. O kızların nasıl çıktığını da, ne zaman çıktığını da anlamamıştı. Saparın yengelerinin bir tanesinin omzunu hafifce okşayarak, teselli ettiğini de, nasihat verdiğini de duymamıştı. Hatda, sofra kurulup, sofranın üzerinin türlü yiyecek-içecekler ile donaltıldığını da hissetmemişti. Belki, hissetmiştir de, görürse görmüştür de, ama heyecandan, endişeden ötrü dikkat etmemiştir.
Bu olanlardan Yıldız karanlığın bastığı çıkarımına vardı. Kızın gövdesine endişeli sarsıntı geldi. Nedendir titremeye başladı. Korku mu, endişe mi, belirsiz bir şeyin eşiğinde durduğu için merak duygusu mu, yani,genel olarak bir süri değişik duygular iç-içine girmiş, kızların hayatında sadece tek sefer hissedeceği duygusu Yıldızı ayak tırnaklarından saç uçlarına kadar doldurdu...
Önceleri genç kızlık dönemlerinde gizemli bulmaca gibi gelen kapının ardında damat ile gelnin arasında neler olup-bittiği Yıldız için büyük bir merak konusuydu. Her defasında da hava karararak, kürtenin altında nazlı-nazlı oturan gelnin yanından gitme zamanı geldiğinde Yıldız kapıdan çıkarken gelne, çiçeği burnunda çiftin odasına heves'le dolmuş meraklı bakışlarını çevirirdi.
Işte şimdi ise Yıldızın kendisi o heves'le dolmuş meraklı bakışların atıldığı bulmaca gibi odanın içinde, ergen kız gözlerini heves'le kısa süre kendisine hapseden güzel gelin kürtesinin altında nazlanan gelin olarak oturuyor. Ama neden'se Yıldızın kafasında şu an hiç heves yoktu. Gerçeği, heves vardı, ama bedenin damarlarında kaynayan taze kanın sım-sıcak hevesini heyecanlı kafa hissetmiyordu. Daha büyük bir badireyi de, badireden sonra, mükemmel gelen sevinci de hissetmemiş toy kız kafası kendi heyecanı ile meşgüldü.
Aniden Yıldızın heyecanlı, yönünü kaybetmiş, birisi birisini tutmayan düşünceleri kaybolarak, onların yerine üzerinden üç-dört sene geçmiş olayın rüyaya dönüşmüş anısı belirdi. Bu başına buyruk hafızanın işiydi. O bir kere daha hiç lüzumu yokken, kendisinin akla ve vücuda boyun eğmediğini gösteriyordu. Hafızaya sonuna kadar sadık, akla ve vücuda hain gözler ise kapaklarını eğerek, el emeği, göz nuru halı işlemelerinde aynı geçmiş kurban bayramını görüyordular.
Büyük salıncak gök yüzüne değercesine havalanıyordu. Salıncağın üzerindeki üç tane kızın giysilerine dolanan asi rüzgar kendi hızı ile gurur duyuyormuş gibi, kızların ince giysilerini bayrak yapıp, biraz havalandırarak kendi başına geçip gidiyordu. Göz açıp kapayası süre içinde tekrar dönüp, eski hareketlerini tekrar ediyordu. Salıncağın üzerindeki kızlar Yıldız ile iki tane arkadaşıydı. Onların dışında salıncakda bir tane oğlan daha vardı. O Yıldızın önünde duruyordu.
Yıldızın arkadaşlarının korkmaya başladıkları tartışılmazdı, salıncak her yükseldiğinde onların yüzleri bem-beyaz kesilirdi. Onlar salıncağı havalandırmayı çoktan bırakmıştılar. Yıldız ile oğlan ise kızların " Yeter ya!" demelerine, salıncağın iplerinin gevşemesine ve altdakilerin rahatsızdan gelen sinirli bağırışmalarına aldırış etmeden havalanmayı sürdürüyordular. Yıldız salıncak her kalkıp indiğinde kalbinde tatlı içe çekilme ve bütün vücudunu kaplayan anlamsız mutluluğu hissediyordu. Oğlanın manasızlıkla dolu, biraz ketum, çekirdek tanesi kadar bile oyunsuz bakan gözleri Yıldızın suratını, bakışlarını, elleriyle ipi tutmasını, genel olarak her şeyini açgözlülük ile seyrediyordular. Onun gözleri içini delercesine utanmazdı. Onlar sanki Yıldızın bütün duygularını, düşüncelerini biliyormuş gibiydi. Yıldız oğlanın bakışlarını beğenmiyordu. Onun neden böyle baktığını anlamıyordu. Kendini bildi bileli daha kimse ona öyle bakmamıştı, kimse...
Kapının arkasında duyulan gürültü, kahkaha sesleri Yıldızı kendine getirdi. Tam o sırada da odanın kapısı şak diye açıldı. Içkili oldukları anlaşılan erkekler Saparı havada taşıyarak odaya getirip, Yıldızın yanına oturtdular. Saparın agzı da hafif içki kokuyordu. Cesaret için bir kaç kadeh götürmüş olabilir.
Odanın içini sigara ve içki kokusu sardı. Onlar kızların odaya bol-bol sıktıkları parfüm kokusunu bastırdı. Arkadaşları fazla kalmadılar. Her biri Saparın omuzlarına vurup, bir şeyler söyleyerek odadan çıkmaya başladılar.
- Bak, Saparcığım, pes etme!
- Yengemiz Akdaşayakdandır, Akdaşayaklı kızlar güçlü olurlar, birden çay getirtmesin sana.
- Biz gidiyorus ama, “Saparcığımız” olduğunu unutma sakın.
Arkadaşları çekip gittikten sonra Sapar Yıldızın yanından kalkıp üzerinde çeşitli şişeler, kavrulmuş ciğer bulunan sofranın başına geçti, bağdaş kurarak sahiplenici bir tavır’la oturdu.
- Şimdi niye oturuyorsun, geçsene sofraya - dediğinde Saparın sesinin tonunda patronluk taslama hissedildi. Saparın aklında "Kadının hükmettiği evde mutluluk olmaz" ,"Arsıza yüz verirsen astarını da ister" gibi akıllı insanların söylediği atasözleri dolaşıyordu. Az önce aldığı alköl ise onun daha da gaza gelmesine yol açmıştı. Ayrıca o kendi beceriksizliğinin, heyecanının üstünü sinirli cesaret gösterisi ile bastırmaya çalışıyordu.
Alköl ile sigaranın kokusunu alır almaz sabahtan beri ağzına hiç bir şey sürmemiş, üstüne üstlük kürtenin altında iki büklüm oturan Yıldızın midesi bulandı. Deminden beri içini saran heyecan bir yerlere kayboldu, onun yerine ise can sıkıntısı geldi.
Saparın daveti Yıldızın kafasını karıştırdı. Kalkıp sofranın başına geçmeye utanıyordu, kıpırdamadan oturmaya ise Sapardan çekiniyordu. Iki ateşin ortasında kalan Yıldız ne yapacağını bilemeden, hafif kımıldanarak kürtesini daha alta çekip oturdu.
Gelninin dediğini yapmamasına Saparın alkölden ve akranlarının sözlerinden gaza gelmiş kafası attı. Saparın:
- Ne oldu, lan, duymuyormusun? - diye haykırmasına Yıldızın ödü koptu. Yıldız titremesinden ötri nasıl kalkıp sofraya geçtiğini bile hissetmedi. Yıldız yerinden kalktığında da kalbinde az önceki heyecanlı duyguların birazı vardı, ama iki adım öteye gidip, sofraya geçtiğinde ise Yıldızın kalbinde aynı yeni gelnin aynı tatlı heyecanından hiç bir şey kalmamıştı. Onun yerine kocaman boşluk oluştu...
Sofranın başında da Yıldız eskisi gibi iki büklüm oturdu. Kendisi ekmekten bir dilim alan Sapar ise ekmeği saçağın üzerine bırakarak:
- Başındakını çıkartsana be, sergidemi zannediyorsun kendini - dedi.
Ama Yıldız onu duymuyormuş gibiydi. Onun bu haline kafası atan Sapar sinir ile yemek yenen çatalı eline alıp, yattığı yerden aniden kalkarak sinirli fısıldadı.
- Çıkart dedimmi çıkartacaksın. Ne o, bana karşı gelmeye mi çalışıyorsun? Hadi, çabuk ol, ekmeği al, burda kimse senin nazını çekmez.
Yıldızı aniden endişe bastı. Saparın halinden ötrü kendini boğuluyormuş gibi hissetti. Içi daralarak, dört divar üstüne-üstüne geliyormuş gibi hisseden Yıldız neredeyse ağlayacaktı. Kendini zor bastıran Yıldız kürtesini çıkartıp, kıvırarak yanında koydu. Sonra da bu gün fırından çıktığı su götürmez olan yumuşacık ekmeğin kenarından bir dilim aldı. Ekmeği ağzına götürmesine götürdü ama içini saran çaresiz derde düşmüş insan hissinden ötrü bir dilim taze ekmek neredeyse Yıldızın boğazında kalacaktı, çiyneye-çiyneye zor yuttu.
Her ne kadar bastırmaya çalışsa da Yıldızın kalbi acıyordu. O koşturarak dışarı çıkmak, sonra ise bir zamanlar yaramaz çocukken yaptığı gibi kollarını kanat gibi açıp, gücünün yetdiğince eve, anne-babasının, kardeşlerinin yanına gitmek istiyordu. Bu oda Yıldızı sıkıyordu, neredeyse param-parça edecekti. Acıyan kalp sadece Yıldızın gövdesine, bu odaya değil, karanlık ile kaplanmış yer yüzüne sığmayıp, küçülüp-küçülüp noktaya dönmüş kursakda iki yana koşturarak, havalanıyordu, aydınlık arıyordu.
Aydınlığa çıkmak için çıkmaz sokağa dönüşmüş kursağı dövünerek yarmaya çalışıyordu.
Sapar ise acele etmeden yemeğini bitirip, töwir yaptı. Yerinden kalkarak Yıldıza göz ucuyla bile bakmadan odadan çıktı. O çıkar çıkmaz Yıldız kürtesini başına kapatıp, köşeye baktı.
Kürteyı başına kapatması ile beraber, Yıldız azıcık da olsa ferahladı. Kalbi de acımasını bıraktı.
Sevgi ile, kocaman hayaller ile, iyi niyetler ile süsleyerek dikilmiş gelin kürtesinin hafif ağırlığı ve ışıldayan işlemeleri Yıldıza yardım ederek narin kalpten hayal kırıklığını, endişeyi kovar gibiydi.
Biraz sonra odaya Saparın yengesi geldi. Hafif gülümseyen kadın odaya girip, önce sofrayı topladı, sonra da acele etmeden içeriye yatak yaparak, yorgan ile iki tane yastık bıraktı. Aniden bir şey aklına gelerek yeni ve bem-beyaz çarşafı üzerine serdi. Sonra iki büklüm oturan Yıldızın omuzlarına vurup, bir şeyler söyleyerek odadan çıktı. Ama Yıldız o kadın kendisine teselli mi verdi, nasihat mi etti, anlayamadı.
Sapar odaya girip ışığı kapadıkdan sonra ise Yıldızı öylesine bir titreme sardı kı, eli ayağı bir-birine dolaştı. Yıldızın halsizliği tutarak, başı dönmeye başladı. Sapar ensesinden gelerek kendisine dokunduğu zaman Yıldız neredeyse ittirilerek öteye kayacaktı. Ama halsiz olduğu için yerinden kıpırdayamadı bile.
Yıldız bayılmaya çok yaklaştı. Odayı kuşatan karanlığın içerisinde ateşli halkalar gözükmeye başladı. Onlar bayağı çoğaldılar, birleşerek bütün odayı sardılar.
Sapar:
- Üstünü çıkar - diye, kulağının dibinde titreyen sesi ile fısıldadığındaysa dili damağına yapışmış Yıldız nedense halsizce
" Hayır, hayır" diyerek titreyen elleriyle kürtesinin köşelerinden tuttu.
Tepesi atan Saparın nasihatçilerinden birisinin söýlediği " Dediğini yapmıyorsa, nazını çekme sakın. Suyuna gidersen, tepene çıkar sonra" dediği lafı aklına geldi.
O harika kürteyi sadece mükemmelliğine sinir oluyormuş gibi silkeleyerek Yıldızın başından çıkartıp, elinin tersiyle karanlık odanın bir köşesine attı. Sonra da halsiz, karşı koyamayan Yıldızın bileğinden kavrayıp, gücüne güvenip, titreyen gövdeyı halının üzerinden sürüklüyerek yatağa çekti. Yıldızın yerinden kalkmaya çalışmasıyla beraber Sapar gelinini arkadan bastırdı...
Hiç bir şey de olmadı. Yer de yarılmadı, gökyüzü de kopmadı, şimşekler çakarak, gök de gürüldemedi. Hiç bir şey olmadı. Sadece böyle durumda birisinin vazgeçilmezi, hiç bir şey ile kıyaslanamayacak kutsallık saydığı hazinesi yıldız kayarcasına bir kolaylıkla sim-siyah gecenin karanlığında kayboldu. Napacaksın, dunya herkese farklı şekilde aydınlanıyor işte. Burda çok da şaşılacak bir şey yok.
Az sonra ise taze damadın uyku sesleri duyulmaya başladı.
Eskisinden değişen, kalbı boşaltılan, yok edilmişe dönen Yıldız şimdiden kocası olan kişinin uyanmasından çekinerek epeyce vakıt donmuş gibi yattı. Sonunda zor ila başını kaldırdı. Soğuk ayazda kalmış gibi tir-tir titreyerek, yerinden kalkıp, karanlığın içersinde atılmış giysilerin arasından kendininkileri el yordamıyla bularak giydi. Odanın karanlık köşesinde eski bir bez parçası gibi dağılan kürtesini bulup, başına kapatarak, en karanlık köşeye geçip, iki büklüm olarak kıvrıldı. Kürtesinin köşeleriyle yüzünü kapadı.
Yer yüzü aynı odanın içi gibi karanlıkdı.Pencerelere kalın perdeler takılması yüzünden karanlık gökyüzünün yıldızları da gözükmüyordu. Gece yarısının olduğunu anlatmak için öten horozların sesinden başka hiç bir şey gecenin sakinliğini bozmuyordu. Odanın içerisinde çırıl-çıplak yatan adamın teni ışıldıyordu. Kocaman dünyanın yarısı aynı Sapar gibi uykudaydı. Yıldızın gözlerine ise uyku gelmiyordu.
Genç kız hayalleri, hayalini kurarak kavuşulmuş gelin olarak kendini görmek, tatlı hayat konusundaki tatlı umutlar, aşk hakkındaki, severek-sevilerek, biri-birini sayarak karı-koca olmak konusundaki keyifli düşünceler... bunların hepsi kendinin ağladığını bile hissetmeyen Yıldızın gözlerinden iki göz iki çeşme dökülüyordu.
Aynı salıncak ise daha da havalanıyordu. Salıncağın üzerindeki oğlan'sa usulca Yıldızın ellerinin üzerinden kendi elleriyle kavrayıp, gözlerine bakarak:
- Yıldız, ben senden hoşlanıyorum - diye fısıldıyordu. Yıldız'sa atarlanarak ellerini oğlanın elinden kaçırıyordu:
- Sen kime ne dediğini biliyormusun, aptal?! -diyerek, başını öne eğiyordu.
Salıncakdan indiklerinde yine ikisi göz-göze geliyor...
Oğlan ona yine eskisi gibi utanmaz bakıyor...
Yıldız şimdi anladı. Oğlanın bakışlarının utanmaz değil de, can acıtıcı olduğunu, o bakışlardakı anlamsız şeyin acı olduğunu tam da şimdi anladı.
Yıldız ağlıyordu. Çok önce hafif gelen gelin kürtesi ise öylesine ağırdı ki, kızcağazın narin gövdesini yer'le yeksan edecekmiş gibiydi.

Serdar Atayev.

"Karakum" dergisinin 1999 senesinin 11. sayısı.

Açılımlar:

Kürte - Gelin arabasına bindirilirken gelinin başını kapattıkları, arkası kalın, ağır, ince işlemeler ile süslenmiş, astarlı, önü püsküllü baş örtüsü.

Kuşak çözdürdü - türkmen düğünlerindeki törenlerden bir tanesi. Düğün gecesi gelin ile damat odaya çekilmeden önce gelinin damadın beline sıkı bağlanmış kuşağı çözmeye çalışması. Gelinin kuşağı çözmesi onun güçlü ve dayanıklı olduğu anlamına gelir.

Anıta çiçek bırakmak - bu da törenlerden bir tanesi. Gelini gelin arabası ile kız evinden alıp, damadın evine götürürlerken, her hangi bir tarihi mekana veya anıta çiçek bırakırlar, veyahut park vesaire gibi yerlerde resim çektirirler.

Kurban bayramındaki salıncak - türkmenler kurban bayramlarında köyün veya şehrin belirli yerlerinde kocaman salıncak kururlar. Bütün yerli halk oraya toplanıp, ayakta durarak salıncakda sallanırlar. Bunun günahları döktüğüne inanırlar.

Saçak - ekmek sarmak, yemek yenildiğinde kurmak vesaire amaçlar için kullanılan özellik'le dikilmiş kumaş parçası.

Töwir - Yemek yendikden sonra yemeğe saygı için yapılan dua.


6 лайков 450 просмотров
47комментариев
Чтобы оставить комментарий, необходимо на сайте.
kesirkelle
17 дек 2022, 04:50
öýlenen ýigdiň ukuly myşlamasy

damadın uyku sesleri

damat-giýew bolýa dälmi?!.
ukuly myşlama bn uyku sesleriniñ arasynda da tapawut bar
Edepli Gödek
17 дек 2022, 04:57
Birem ýalñyşmaýan bolsam türk dilinde has atlara goşulma goşulanda " ' " belgisi goýulýan bolmaly meselem, Akdaşayak'lı, Sapar'ı, Yıldız'ın görnüşde.
kesirkelle
17 дек 2022, 04:57
Oğlan ona yine eskisi gibi utanmazbakıyor...

Oglan oňa ýene-de şol öňküsi ýaly bihaýa seredýär…

Bihaya-utanmaz dälde
Bihaýa-hayasız edip alynsa has gowy bolaýjak ýaly
Edepli Gödek
17 дек 2022, 05:00
Terjimäni haladym.
Elinize sağlık))
kesirkelle
17 дек 2022, 05:07
Hälki ýeňiljek bolup görnen gelin kürtesi bolsa şeýlebir agyrdy, şeýlebir agyrdy welin, naçaryň ejiz göwresini ýere sokup gelýärdi…

Çok önce hafif gelen gelin kürtesi ise öylesine ağırdı ki, kızcağazın narin gövdesini yer'le yeksan edecekmiş gibiydi.

naçar-kizcağaza öwrülüpdir.
ejiz-narin. Narin-nermi-näzik diýen ýaly bolýa.
Naçar-biçäre-belkem bu sözi, şu sözlemde gariban dp almalydyr
Ejiz-aciz - bolsa laýyk.
kesirkelle
17 дек 2022, 06:02
Terjimäni orginal bn deñeşdirip otyrkam, çöregem iýip otyrdym, ol-bul bn. Arasynda arkasyndaky kesek ýaly birzatlaram agzyma gitdi. Ýaltanyp aýyrman çeýnäberdim. Terjimede-de arasyndaky ownugrak görenlermi çeýnäberdim. Aslynda owunjaklar üýşüp uly bir zada öwrülýärem wln... soñ ýöremäge gitdim. Äpişgeleri synladym. Bezeglileri. Bezegsizleri... Asmany. Bulutlary... agyllan Aýy...
Başda keseklirägem bolsa bolarda, soñabaka howlukman haas gowy bişirersiñizdä... zähmetiñize, kyn hekaýany saýlap terjime etmekden çekinmeýşiñize: Berekella!
Belki
Автор 17 дек 2022, 06:36
Kesirkelle, Bayat, tankytlara minnetdar. Jogaplasam garşylyk görkezýän ýaly bolmaryn-a. Hany onda başlaýyn."Onlarca defa tutuşan" - sözüni islendik türk okanda-da düşünjegi aý-aýdyñ. Bärde diñe "defa" sözüni üýtgedip, onuñ sinonimleri "defa" "seferi" goýaýmasak başga dürli üýtgedip bolanok.
"Gelin" we "kadın" sözüne gelsek, türk dilinde "gelin" sözi aglaba halatynda täze durmuşa çykan gyz babatda ulanylýar. Bizde bolsa ýaş aýala hem gelin diýilýär. Terjimede şol ýerini özümä jüpüne düşen hasaplaýan " Gelin" diýlen sözi şo durşuna alsam, türk okasa düşünmez.
Howlugmak- garaşmak baradaka gelsek, ýokarda özüñiz meñ sözme-söz terjime etmeli däldigimi ýañzydypsyñyz, aşakda bolsa sözme-söz terjimä garaşypsyñyz. "Akşama acele ediyor" sözi ýakymlymy ýa "Akşamı bekliyor" . Men terjimede sesleriñ sazlaşygyna üns berýän. "Zavallıcık" baradaky aýdanyñyza goşulsa bolar.
Gujak- kucak-ly ýerem dûýpgöter ýalñyş pikir meniñçe. Sebäbi, türkçede kujak sözi baram bolsa şol " gijädäki" añladyşda asla türkmençedäki manysyny añlatmazdy. O manyda türkler " koyun" sözüni ulanagan.
Yengelerinin bir tanesi belligiñize goşulýan.
"Serseri hafıza" - türkçäñiz hakykatdanam ýabygorly eken. Öte gulaga ýakymsyz eşdilýär.
"Kız" sözem tüýs jüpüne düşen. Gyz gelinleriñ bir birine ýüzlenende ulanýan işjeñ jümlesi.
Öýlenen ýigit - damatlı mesele. Ýene öz diýeniñize ters hereket edýäñiz. Sözme söz terjimä garaşypsyñyz. Evlenmiş oğlan diýsek heý, gulaga ýakarmy? Taze damat terjimämem tüýs jüpüne düşen hasaplaýan. Wah, şuny bir türke okadaýsañ...
Ukuly myşlama derek maslahatyñyz?
Türkçede hayasız diýip söz ýok. Nädogry maslahat.
Ine gariban gowy maslahat.
Belliklere minnetdar, Mango daýy. Köpräk geliñ, görnüñ.
Belki
Автор 17 дек 2022, 06:46
-Mahym jan, sen tankyda garaşypdyñ dälmi? Al saña, tankyt.
- Wah, diýipdim-le Mahym, welin, "uykulu mışlama" " havalanma" "titreme" ýaly ikirjiñlenip ulanan sözlerimde başgaçarak söz tapyp "tüýs jüpûne düşdi" diýdiräýjek tankyda garaşypdym...
- Her ädimde boýum ýaly boý tapdym, emma göwnüm ýaly göwün tapmadym diýýämi şahyr?!
- Diýýä-le wah, ýöne sen adamlardan edil señ göwnüñdäki tankydy etmeklerine garaşyp bilmersiñ-ä. Her kim öz sowat derejesine görä tankytlar.
- Dogrusy, çeper terjimä, sesleriñ sazlaşygyna düşünmeýän adam tankyt etmese gowy.
- Beý diýseñ-ä terjimäñi hiç kim tankyt etmez, Mahym. Ondan ýapa degmeýänem bolsa biri seljerse gowy dälmi?
- "Kraldan çok kralcılara" näme diýýäñ asyl?
- Ady üstünde. "Kraldan çok kralcı".
- Her näme diýseñem, sowatsyzragam bolsa tankytlasynlar. Özüñ aýdypdyñ-a "Näm bolsañ bol, barybir gel" .
- Aý, howwa-da diýip oñaýmasam.
Edepli Gödek
17 дек 2022, 06:58
kesirkelle,
@kesirkelle howwa dogry aýdýañyz. Türk medeniýeti ornaşyp barýar ýaşlarymyzyñ añyna.
Edepli Gödek
17 дек 2022, 06:59
Türk dilini men erbet göremok. Bu dil maña köp maglumatlary öwrenmekde uly kömegini berýär. Ene dilimden soñ maña ýakyn gelýän dil türk dili. Entek menem grammatikasyny doly bilemok.
Doly türkçäni bilýän, ýalñyşsyz ýazýan kişiler bilen käte özümem real durmuşda ýa-da wirtual sosial saýtlarda keýpine söhbet etmegi halaýanam. Edil öz dilimde okamda alýan lezzetimi bermesede, seýrek bolsada türk goşgularyny, hekaýalaryny, (öz dilimizde terjimesi ýoklugy sebäpli) daşary ýurt edebiýatlaryndan türkçä terjime edilen eserleri okayanam.
Al, ýöne şu käte (aslynda käte-de däl-deý, indi ikiñ biri şeýle) "selam nahili goumy", "kanka nämedýäñ", "salam arkadashlar", "sen kimsin yaaaaaaa", "selamun aleykum hemma", "merhaba kimwarooooow men gellimou arkadashlar", "janymmm jorammmmmm seni chok seviyorum", "balym çiçegim bitanemmmm", "naber millet", "millet bãn geldim beni kim goresi gelliiii", "bro meni tanadynmy", "bu gun annemin dogum gunu hemmanizi doglan gune chagyryan", "bro doglan gunun kutlu bolsun", "sewgilim seni soyyan", "ashkym, hayatym, omrumun manysy sensiz yashap bilmiyirum ben", "sana ne yaa sen name ishin ba".... we şeýle dowam edýän suwjuklygynyñ suwy çykan türkmençemi türkçemi nämedigi belli däl sözleri eşitsem ýa okasam nerwim wulkandan beter boluberyädä. Onsañ şoña "türksumak ... " diýip sögenimi duýmanam galýan wagtlarym az bolanok.
Diñe türk däl rus bilen türkmen dilini garyp gepleýänlerede şeýleräk reaksiýa berýän dogry gelse.
Edepli Gödek
17 дек 2022, 06:59
Menem türk kinofilimleri, multifilimleri bilen ulaldym. Dogrysy häzirem türk kanallaryna tomaşa edýän, türk aýdym-sazlaryny diñleýän.
Ýöne hiç wagtam çaga ýaşymda-da, ýetginjek wagtym-da türk bilen ene dilimi garyp geplänim ýa ýazanym ýadymda däl.
Men näçe türk kinofilimlerine tomaşa etsemem, aýdymlaryny diñlesem-de olaryñ hiç biri "Türkmen sährasynda" "Älemgoşary" synlanym ýaly lezzet berip bilenok.
TW-den 2 sagatlyk seriala tomaşa edip bolmajasyny bolýalar.
Belkem meñ alan terbiýäm türk medeniýetiniñ añyma guýulmagyna ýol beren däldir.
Ozal-a rus medeniýeti bulady biziñ añymyzy, indem türk medeniýetini meýletin kabul edýän ýaşlarymyz ýarym ýarty türkçe gepläp, seriallary görüp "türk" bolmagy özlerine dereje bilýäler.
Ene-atalaram näme üçindir muña gözegçilik edenoklar.
Men çagalara "türk" görkezmäñ diýjek bolamok! Türkçe öwrenmäñ diýib-ä asyl diýemok! Çagalar görsünler multifilimlerni, ulyrak ýaşlylary kinofilimini, aýdymlaryny dinlesin. Bir dil bilen bir adam, iki dil bilen iki adam diýýär türk dilinem öwrensinler. Ýöne haýyşt edýän sizden ene-atalar, ýaşlar, deñ-duşlarym, türkmendigiñizi unutmañ, unutdyrmañ, unutdyrjak bolýanlarada ýol bermäñ! Türkçe gepläñ ýöne türkmen dilimizi bulap ýarym-ýarty däl doly we dory gepläñ we ene dilimizi unutmañ!
Türkçe boljak bolmañ türkmen boljak boluñ geýinende, ýörände, häsiýetiñizde, pikirlenenñizde, dost-ýar bilen gatnaşykda umuman añyñyzy bulamañ. Geljekde siz Türkmenistan ýurdumuz, ata mekanymyz size amanat şuña düşünjek boluñ!
kesirkelle
17 дек 2022, 07:01
@Belki, men Mango daýy däl)
Belki
Автор 17 дек 2022, 07:02
Mowzuga gelenleñ ýüregini gysdyrmazlyk üçin bir aýdymjyk aýdyp beräýin:

Senin de hiç sevmediğin gibi
Silahlar,
Bıçaklar,
Kanlar
ve yaralar
havalarda uçuşurken
En sevdiğin gibi
şaraplar,
yataklar
öpûşler
ve düşler
havalarda uçuşurken
Kırgınım sana ben
Bir tek beni değil
Kendini de kandırmışsın.
Kırgınım sana ben
Üstelik bu ana dek
Hiç olmadığım gibi.

Ben gökyüzünü tutamam
Yıldızları çalanlar var.
Bu karanlığın
Sebebi onlar.
Sözlerimi tutamam
Hayalleri çalanlar var.
Bu vazgeçişimin
Suçlusu onlar...
Belki
Автор 17 дек 2022, 07:04
Kesirkelle, Mango daýyñ ekiz taýy Myhman? :)
kesirkelle
17 дек 2022, 07:14
@Belki Türkçede hayasız diýip söz ýok. 
Hayasız-shameless
impudent
English-Turkish dictionery-da bar eken bu söz.
Kakabaş-Sereseri terjimede de şo bir pikirimi saklaýan. Ser-Baş. Ikisini tüýs bir birini añladyp bilayjek söz hasaplayan.

Howwa men myhman ýöne ol @myhman däl.
Edepli Gödek
17 дек 2022, 07:14
Bagyşlañ uýam siziñ terjimäñize degişli zat dälem welin ýöne gowy sebap tapyldy-da maña-da yarylmana))
Aslynda şuny aýratyn mowzuk edip açjakdymam welin...

Tankyt hakdaky "Mesajlar" alınmıştır))
kesirkelle
17 дек 2022, 07:29
-şu kesirligiñ galman geçjek. Ýat-da hezil et-de uzak gije.
-hüm.m.nämmollow?
-hiç zat. çeper terjime diýilyän zady bilmeseñ kesirkelläñi hić ýere sokmahoow!
-o näme zat?
-çeper terjimemi?!. sesleñ ritmi bolaýmasa?!
-ohow, akgam iýilýän zat bolsa bildiñmi?!
-doýmanam geçdiñ!
-doýmak-dolmak hiç-le, ritm näme?!
-ýañja ýapyp goýan, ýaşyl reñkli tañkydy kitabyñ bolaýmasa şeş-şepe.
-tañkyt näme indi?
-ýaşyl kitap-äýnekli ýazyjy-äýnejsiz okyjy...
-goý-how kesirkellãm, gowy gideli. tropik öýdülmäkäk.
mediwana öwrülmäkäk.
mizana ýetmäkäk.
ekileni ormakak.
-dur how, kasyda, nat, mynajat, meriýe, methiýe, aruz wezni... bulary bilmän goşga meñzeş zat samahyllamma... men goşga düşinmeýän adama düşinemok.........
Belki
Автор 17 дек 2022, 07:34
Bayat, aýdanlaryñyza goşulýan. Türkçe bilen türkmençäni garyp gepleýänleri halamok.
Belki
Автор 17 дек 2022, 07:40
Hayasız bar eken. Şuwat gördüm. Ýöne gepleşik dilinde işjeñ ulanylmaýan bolarly.
kesirkelle
17 дек 2022, 07:47
Howa gündelik gepleşik dilde ýada serial dillerinde ulanylmayan bolmagy ahmal:
"Bak, kendini bunca düşürecek denli hayasız insan soyunu anlamam mümkün değil.
Gerçi, azizim, insanın başkalarını kendisiyle ölçmesinin saçmalığını her gün daha fazla farkediyorum. Ama kendimle öyle çok uğraşıyorum ve bu kalp öyle fırtınalı ki - ah, bırakıyorum başkaları kendi yollarında gitsinler, yeter ki onlar da beni kendi yolumda rahat bıraksınlar."
kesirkelle
17 дек 2022, 07:52
Öýlenen ýigit - damatlı mesele. Ýene öz diýeniñize ters hereket edýäñiz. Sözme söz terjimä garaşypsyñyz. 
Kä ýerde, sözme sözden has ýiti añladyp bolýan wagty bolýar. Bu ýerde bolsa awtor, ýöriteläp: "öýlenen ýigit" diyipdir. Giýew diýjek bolsa, görmän-bilmän duran däldir.
Belki
Автор 17 дек 2022, 08:34
Damat sözi aslynda türkçede "giýewden" has giñ manyda ulanylýar. Meselem: Bizde gelin bilen öýlenýän oglan ýa-da gelin bilen oglan, gelin bilen ýigit ýaly söz düzümleri ulanylýar. Türklerde "gelin ile damat" diýilýär. Ýagny, damat diñe giýew manyda däl, eýsem öýlenýän oglany añlatmak üçinem ulanylýar.Bizde bolsa giýew sözüni durmuşa çykan gyzyñ ýakynlary ulanýar.
Belki
Автор 17 дек 2022, 08:39
Damat - 1.Evlenmekte olan erkeğe evlilik töreni sırasında verilen a:t.
2.Kızın akrabalarının kızın kocasına verdikleri a:t.
Owrenyan
17 дек 2022, 08:50
Sag bol, jigim.
Belki
Автор 17 дек 2022, 10:03
- Wiý, bir zady bellemegi ýatdan çykarypdyryn!
- Kem galaýma!
- Galasym ýok-laý.
- Aýt-da belligiñi.
- Nämäñ belligi?
- Ýañy bir zady bellemegi ýatdan çykardym diýdiñ-ä.
- Hä, howwa. Meñ türkçäm diñe "seriýallardan" edinilen türkçe däl. Türkleriñ haýsy sözi näme manyda ulanýandyklaryny biljek derejede türk dilindäki kitaplary kän okadym. Okamagyma-da dowam ederin mümkin boldugyndan.
- Şony aýtmasañ ölermidiñ?
- Ölmezdim welin adam içine salsa keselleýärmiş diýýärler. Hakyky durmuşda kän zady içimize salýas. Wirtualda bir salmaly.
- Señ bärden gaýdýan ýeriñ näme bilýäñmi?
- Nämemiş?
- Sende ýasamalyk ýok. Aşa tebigy.
- Eýse, bu ýamanmy?
- Elbetde. Adamlar ýasama bolsañ gowy görýärler. Ýasama ýylgyryş, ýasama sypaýylyk, ýasama gadyr goýmak.
- Seniñ pikriñçe adamlaryñ gowy görmegi meniñ üçin möhümmi?
- Dälmi?
- Diñe belli-bellileriniñki. Ýok, ýok, bu pikrimdenem dändim. Isle halasynlar, isle, halamasynlar.
- "Hala, söýme, hala, hala klasdaş"
- Duýguçyl goşgy.
- Her okamda aglaýan-laý wara.
- Çyn aşygyñ ahwaly.
- Hakyky söýgi başdan geçirmesi.
- Dur-la bu goşga nireden geldig-äý.
- Ýasamalykdan.Ýok, gyz, bellikden.
- Bellikden şu ýere geläýdikmi?
- Mendirin-dä.
- Sendirsiñ-dä.
KingFlower
17 дек 2022, 13:21
Bäh hic kim esasy zada üns bermändir... ( Ya men aşa duýguculmykam)