Poeziýa agşamy

Salam islenençiler. Poeziýa agşamyny şu gün sagat 22:00-da Remezan agamyzyñ belgisinde (62 17 05 36) gurnamakçy.
Şerti: Her gatnaşyjy azyndan 2 goşgy okamaly. Diñleýji hökmünde diñe Remezan agamyzy gatnaşdyrýas. Onam şonuñ belgisinde gurnaýandygymyz üçin nälaç gatnaşdyrmaly bolduk. :)
Şerti ýerine ýetirmedikler: "Bol çalt öçür telefony" , "Öçür diýýän saña" diýip, haýbat atmak arkaly telefon konferensiýamyzdan çykaryljakdyr. :))

Hormatlamak bilen @Belki-de belgimi ýitirensiñ sen...
3 лайков 181 просмотров
11комментариев
Чтобы оставить комментарий, необходимо на сайте.
Aksary
20 янв 2023, 09:01
Ýatdan aýtmaly däl bolsa bolyalay.şu gunler sowukdan ýaña ýat ýitendir.
Soho
20 янв 2023, 14:57
waleykim salam, kichijik yolkajygy bilyan welin, ay borlay, onayyn...
Belki
Автор 20 янв 2023, 15:38
Rigel, sen gowy alyp baryjy bolmaly ahyry.
S❤
20 янв 2023, 17:24
Minudy gutaryp yone wagty barlar name etmeli
Ahmet
21 янв 2023, 01:33
Mensiz nädip geçirip bildiňiz? Bu gün islenene üns bermedim, dostlukda oturdym. Şoň üçin habarym bolmandyr. Remezan agamdan iki sany alynmadyk jaňam bar eken, 11-njidüýşümi görüp ýatyrkam telefonum sessizdekä jaň gelipdir, bagyşlaň, gatnaşmak isläp gatnaşyp bilmedim. Indikide gatnaşaýaryn, şeý diýmekden başga alaç ýok :)
Ahmet
21 янв 2023, 01:35
Onsaňam, howa maýlanda diýipdiňiz dämi? Men-ä öýdäkileň ýanynda goşgy okap oturmaga utanýan :) Kellesi ýtgäýdimikä, ýörüň psihatra görkezeliň diýip, hassahana äkidäýmesinler :D
kesirkelle
22 апр 2023, 07:40
İbretlik Bir Film Hikayesi

- Danimarka'nın önde gelen gayr-i ahlaki film yapımcılarından Gunnar Folkepressen, yeni çevrilen bu tür filmlerden birini seyrederken, başroldeki oyuncuyu, 18 yaşındaki kızı sanarak kalp krizinden öldü.
Folkepressen'in isimi açıklanmayan kızının Kopenhag'da öğrenim gördüğü bildirildi.
Ünlü yapımcıyı tanıyanlar, şimdiye kadar 250'den fazla bu tür gayr-i ahlaki filme imza atan 52 yaşındaki Folkepressen'in gözlerinin ileri derecede bozuk olduğunu, ancak yaşlı görünmemek için gözlük takmaktan kaçındığını belirtirler.
Bütün bunlar akıl sahiplerine hayatın kendisinin ibretlik bir film olduğunu göstermiyor mu?
kesirkelle
22 апр 2023, 07:59
20 kuruş

Londra'daki camii'ye yeni bir imam gönderilmiş. Adam şehre gitmek için hep aynı otobüse biniyor ve çoğu zaman da aynı söföre rastlıyormuş.
Bir gün, bilet alırken şoför yanlışlıkla 20 kuruş fazla vermiş. İmam yanlışlığı oturup da parasını sayınca fark etmiş. Kendi kendine "20 kuruşu geri versem mi şöföre?" diye düşünüyormuş. Ama içinden bir ses diyormuş ki "çok gülünç bir para ve şoförün umurunda değil. Otobüs şirketi çok para kazanıyor zaten... Sadece 20 kuruş onlara bir şey yapmaz." Bu parayı saklayabilirim diye düşünmüş, Allahtan gelen bir hediye gibi...
İnecegi durağa gelince, imam kalkmış ve fikrini değiştirmiş, inmeden önce şoförün yanına gitmiş, 20 kuruşu geri vermiş ve demiş ki: "Paranın üstünü fazla verdiniz."
Şöför gülümsemiş ve demiş ki : "Siz caminin yeni imamısınız değil mi? Aslında uzun zamandır sizi caminizde ziyaret etmek istiyordum, islamı öğrenmek için. Bu yüzden bilerek size fazla para verdim. Nasıl tepki vereceğinizi görmek istedim."
İnerken imam artık bacaklarını hissetmiyormuş, yere yığılacakmış neredeyse, bir direğe tutunmuş ve kendine gelmeye çalışmış. Gözlerinden yaşlar dökülerek demiş ki:
"Allahım az daha İslamı 20 kuruşa satıyordum!. .."
Unutmayin ki siz belki de müslüman olmayan insanlar için dinimizi tanıtan kişilerdensiniz, bu yüzden hareketlerinize dikkat edin. Maalesef insanlar sizinle birlikte dinimizi de yargılayacaklardır!
kesirkelle
22 апр 2023, 08:00
İkiz Hayatlar-İkiz Buluşlar
İkisi de 1865 yılında doğdu. Yedi yaşına bastıklarında ikisi de kimya deneyleriyle haşır neşir olmaya başlamışlardı.
Biri Amerika'da diğeri Fransa'da doğan bu iki çocuk, 15 yaşlarında aynı kitabı buldular ve ikisi de bu kitabın etkisinde kaldı.
Henri Sainte ve Claire Deville tarafından yazılan bu kitap alüminyumdan bahsediyordu. Mucit karakterli bu iki çocuğun da kitaptan işaretlediği paragraf aynıydı. İkisi de üniversiteyi aynı yıl bitirdiler ve alüminyum ile ilgili o paragrafın düşündürdüğü, ilham verdiği deneylere giriştiler. Geçen zaman içinde - ayrıntısına girmeye gerek görmediğimiz - aynı deneyleri yaptılar.
23 Şubat 1896 tarihinde de aynı gün elekroliz yoluyla ucuz alüminyum elde etme metodunu buldular.
İkisinin buluşlarını hayata geçirmek için ona para yatıracak zengin kimseler aradıkları süre 2 yıl.
Aradıkları parayı da aynı hafta içinde buldular. Patent için ayrı ayrı müracaatları da aynı zamana rastladı.
Ve işte bundan sonra birbirlerinin varlığından haberdar oldular. 1911'de New York'ta karşılaştılar ve birbirlerini uzun uzun süzdüler... Bunlardan birisi Charles Martin Hall, diğeri Paul Heroult'tu.
Bu iki ilim adamı aynı yıl içinde (1914) öldü. İkisi de hemen hemen aynı hayatı yaşamıştı.
kesirkelle
22 апр 2023, 08:03
Sınava bak fesubhanallah!!!

Gencin birisi Kâbe'de hep,
"Ey dogrularin yardımcısı olan Allahım, ey haramdan sakınanların yardımcısı olan Allahım, sana hamdü sena ederim" diye dua eder.
Bu durum herkesin dikkatini çeker.
Birisi, (Neden hep aynı duayı yapıyorsun, başka bir şey bilmiyor musun?) der.
O da anlatir:
7-8 sene önce yine Kâbe'de iken içi altin dolu bir torba buldum. Tam 1000 altin vardi. Içimden bir ses (Bu altinlarla, sunlari sunlari yaparsin) diyordu. Hayir dedim kendi kendime, bu benim degil, baskasinin malı,kullanmam haram olur dedim.
Bu sirada birisi, "söyle bir torba bulan var mi?" diye bagiriyordu. Çagirdim onu, nasil bir torbaydi, içinde ne vardi diye sordum. Torbayi tarif etti ve içinde 1000 altin vardi dedi. Al öyleyse torbani diyerek verdim. Adam torbayi açip içinden bana 30 altin verdi. Pazara gittim. Temiz yüzlü genç bir esiri överek satiyorlardi. Gencin temizligi dikkatimi çekti. Yanlarina gittim, bu köle için ne istiyorsunuz dedim. 30 altin dediler. Adamdan aldigim 30 altini verip genci satin aldim.Bir iki yil geçti. Genç çok çaliskan, çok edepli idi. Onu aldigima çok memnun olmustum. Bir gün onunla giderken karsidan iki üç kisi geliyordu.
kesirkelle
22 апр 2023, 08:04
Genç bana dedi ki,Efendim, ben Fas emirinin ogluyum. Bu gelenler babamin adamlari. Beni buldular. Senden beni satin almak isterler. Sen iyi bir insansin, onlara 30 bin altindan asagiya satma) dedi.
O kisiler yanima geldi, bu esiri bize satar misin dediler. Satarim dedim. 60 altin verelim dediler. Olmaz dedim. Iyi ama sen bunu 30 altina almadin mi? Biz sana iki mislini veriyoruz dediler. Öyleyse gidin pazardan alin dedim. Artira artira 20 bin altina kadar çiktilar. 30 binden asagi olmaz dedim.Çaresiz kabul ettiler. Altinlari verip, genci alip gittiler. Ben o 30 bin altinla isyerleri açtim, ticaret yaptim, daha çok zengin oldum.
Bir gün bana arkadaslar, "çok zengin bir ailenin iyi bir kizi var.Babasi yeni vefat etti. Onunla seni evlendirelim" dediler. Ben de "olur" dedim. Nikah kiyildi. Deve yükleri çeyizini getirdiler. Çeyiz rasinda bir torba dikkatimi çekti. Kiza, "bu nedir" dedim. "Içinde 970 altin var, babam Kâbe'de bunu kaybetmis, bulan gence 30 unu vermis. Kalanini da bana hediye etti, çeyizine koyarsin dedi".
Demek ki buldugum altinlar benim rizkim imis, vermese idim haram yoldan gelecekti, simdi helal yoldan yine bana geldi. Bana yardim edip haramlardan koruyan, nice nimetler ihsan eden yüce Rabbime hamdederim.
Aci da olsa, dogrulari söyleyiniz. (hadis i serif)
Takdirden ötesi yok... Nasipten ötesi yok...

(Iñ gow görýän hekaýam şu. Bir gowy diktoryñ okamagynda diñlapdim. Hicisiniñ awtoryny ýa kitabyny bilemok da ýone)