EĞİTİM VE BASININ ROLÜ

EĞİTİM VE BASININ ROLÜ: Tavistock ve benzeri kuruluşlar, herkes her şeyden habersizken, büyük bir “toplum mühendisliği” çalışmasını başlatıyor. Eğitim-öğretim kurumlarındaki çalışmalar ise, en önemli basamak olarak karşımıza çıkıyor. İleride toplumu oluşturacak olan her fert üzerinde, eğitim kurumları vasıtasıyla tek tek çalışma imkânı bulunuyor. Ardından, hâlen eğitim kurumlarında olanlarla eğitim kurumlarını zaten tamamlamış olanları ve diğer fertleri, kendi şartlandırdıkları çizgide muhafaza teknikleri ciddi önem arzediyor. Nasıl? Bugün insanları –belli bir istikamette- idare edebilmenin en önemli yolu, muhakkak ki “basın”dır. O hâlde, basın vasıtasıyla insanlar üzerinde nasıl tahakküm kurulabildiği meselesine kısaca göz atmakta fayda var.

Bize, neyi bilmemiz istenirse, yalnızca o söyleniyor. Muhtemelen, şimdiye kadar kitleler üzerinde keşfedilmiş en etkili “kontrol” aracıdır “bugünkü” basın. Güya “olan neyse onu haber vermek” adına, ya çoğu yanlış haber ya kısmen yanlış haber ya süzgeçten geçirilmiş haber ya manipüle edilmiş haber ya düpedüz uydurulmuş haber gözlere sokuluyor ki, içinde bulunduğumuz gerçekliği ve hayatlarımızı yönlendiren veya biçimlendiren güçleri kavrayamayışımıza yol açıyor, böylece “uysal sürüler” hâlinde güdülüyoruz.

Döneminin en çok saygı duyulan isimlerinden ve New York Times’ın 10 yıl boyunca başyazarlığını yürütmüş olan gazeteci John Swinton, New York Basın Kulübü’nde kadeh kaldırırken yaptığı ve literatüre geçmiş o meşhur konuşmasında, yeterince açık biçimde itiraf etmiştir bunu:



– «Dünya tarihinin bu zamanında, Amerika’da, “bağımsız basın” diye bir şey yoktur. Bunu siz de biliyorsunuz, ben de biliyorum. İçimizde dürüstçe düşündüklerini yazmaya cesaret edecek hiç kimse yok. Eğer varsa da bu kişi, yazısının yayınlanmayacağını baştan bilir. Ben düşüncemi çalıştığım gazetede haftalık olarak yazmak için ücret alıyorum. Aramızdan bazıları da benzer şeyler için ücret alıyor ve hiçbirimiz, gerçek düşüncelerimizi yazıp da sokakta iş arayacak kadar aptal değiliz. Gazete yazılarımdan birinde gerçek fikrimi yazmış olsaydım, bunun yayınlanmasından 24 saat önce işimi kaybederdim.

Gazetecilerin görevi, gerçeği çarptırmak, külliyen yalan söylemek, kötüye kullanmak, kara çalmak ve ekmeğini çıkarabilmek için kendi ülkesini ve ırkını satmaktır. Bunu siz de biliyorsunuz, ben de biliyorum. Öyleyse “bağımsız basın”a kadeh kaldırmak niye?

İpleri çekildikçe dans eden kuklalarız biz. Kabiliyetlerimiz, imkânlarımız ve hayatlarımız, tamamiyle diğerlerinin mülküdür. Bizler entellektüel fahişeleriz.»




Evet, Skulls and Bones, İlluminati ve Evangelikler… Hepsinin buluştuğu ortak amaç ise, kayıtsız şartsız “kontrol edilmiş” toplumlar, siyasetçiler, askerler, bürokratlar, fertler, grublar ve sınıflar. Başvurulan metod ve araçlar ise, eğitim ve basından başlıyor, insanların zaaflarını kullanmaktan TELEGRAM’a kadar gidiyor.






1 лайков 44 просмотров
Комментариев нет
Чтобы оставить комментарий, необходимо на сайте.