Beynin gizli hayatı/Mütiş sihir 2-nji bölüm
Yakın geçmişte yapılan bir deneyde katılımcı erkeklerden, kendilerine gösterilen
farklı kadın yüzü fotoğraflarını çekicilik bakımından değerlendirmeleri
istenmişti. 20 cm x 25 cm boyutlarındaki fotoğraflarda kadınların yüzleri ya
kameraya doğrudan dönüktü ya da kameradan dörtte üçlük bir dönüş yapmış
durumdaydı. Erkeklerin farkında olmadığı gerçek ise, fotoğrafların yarısında
gözbebeklerinin büyümüş, diğer yarısında büyümemiş olduğuydu. Katılımcılar
tutarlı biçimde gözbebeği büyümüş kadınları yeğlemişlerdi; ama şaşırtıcıdır ki,
kendi kararlarıyla ilgili herhangi bir içgörüye sahip değillerdi. “Bu fotoğraftaki
kadının gözbebeklerinin diğer fotoğraftakinden 2 milimetre daha büyük
olduğunu fark ettim” diyen çıkmamıştı içlerinde. Üzerine parmak basamadıkları
bir nedenden dolayı, bazı kadınlar onlara diğerlerinden daha çekici gelmişti
yalnızca.
Öyleyse seçme işini kim yürütmüştü? Beynin büyük çoğunluğu erişilmez olan
işleyişi içinde bir şeyler, bir kadındaki büyümüş gözbebeklerinin cinsel heyecan
ve hazırlık durumuna işaret ettiğini biliyordu. Çalışmaya katılan erkekler ise
beyinlerinin bildiği şeyi bilmiyordu – en azından açık biçimde. Bilmedikleri bir
diğer şeyse, güzellik ve çekicilik algılarının aslında içlerinde derinlere bir yerlere
kazınmış olduğu, milyonlarca yıllık doğal seçilimin incelikle ördüğü
programlarla doğru tarafa yönlendirilebildiği olsa gerek. Denekler kendilerine en
çekici gelen kadını seçerken, kararın gerçekte kendilerine değil, yüz binlerce nesil boyunca beyinlerinin derinlerine kazınan başarılı programlara ait
olduğunun farkında bile değillerdi.
Beynin işi, özünde bilgi toplayıp davranışları uygun biçimde yönlendirmektir.
Karar verme sürecinde bilincin devreye girip girmemesi durumu değiştirmez;
çoğunlukla da girmez zaten. İster büyümüş gözbebeklerinden söz ediyor olalım,
ister kıskançlıktan, cinsler arasındaki çekimden, yağlı yiyeceklere düşkün
olmaktan ya da geçen haftaki müthiş fikrinizden, beynin işleyişi içindeki en
küçük rol, bilince ait olanıdır. Beyinlerimiz çoğunlukla otomatik pilot üzerinden
çalışır; bilinçli zihnin, altında işleyip duran dev ve esrarengiz fabrikaya erişimi
ise son derece kısıtlıdır.
Bunun kanıtlarından biri, kırmızı bir Toyota’nın garajdan geri geri çıkıp
bulunduğunuz yola doğru ilerlemekte olduğunu fark ettiğiniz anda, ayağınızın
frene doğru çoktan hamle yapmış olmasıdır. Odanın diğer köşesinde
dinlemediğinizi sandığınız bir konuşma sırasında isminizin telaffuz edildiğini
duymanız, nedenini bilmeden birini çekici bulmanız, sinir sisteminizin
vereceğiniz karar konusunda size bir “önsezi” sunması da yine hep aynı olguya
verilebilecek örneklerdir.
Beynin karmaşık bir sistem olması, yine de onun kavranamaz olduğu anlamına
gelmez. Nöral devrelerimiz, türümüzün evrimsel tarihi içinde atalarımızın
karşılaştığı sorunları çözmek üzere doğal seçilim tarafından biçimlendirilmiştir.
Dalağınız ve gözleriniz nasıl evrimsel baskıların etkisiyle biçimlenmişse,
beyniniz için de geçerlidir aynı şey. Ve bilinciniz için de. Bilinç, avantaj
sağladığı için gelişmiştir ama sağladığı avantaj sınırlıdır.
Herhangi bir zaman diliminde bir ülkede gerçekleşen faaliyetleri düşünün.
Fabrikalar işliyor, telekomünikasyon hatları vızır vızır çalışıyor, şirketler
ürünlerini sağa sola gönderiyor, insanlar sürekli yiyor, kanalizasyon hatları
atıkları yönlendiriyor, ülkenin her yerinde polisler suçluları kovalıyor,
pazarlıklar el sıkışmalarıyla son buluyor, sevgililer buluşuyor, sekreterler
telefonlara bakıyor, öğretmenler ders veriyor, sporcular yarışıyor, doktorlar
ameliyat yapıyor, otobüs şoförleri yol alıyor. Herhangi bir anda bu koca ülkede
neler olup bittiğini bilmek isteseniz de, bunca bilgiyi bir anda alıp sindirmeniz
olanaksız. Bunu başarsanız bile işinize yaramayacak. Bir özete ihtiyacınız var.
Elinize bir gazete alıyorsunuz. New York Times gibi yoğun değil de, USA Today
gibi daha hafif türden bir gazete. Olan bitenle ilgili ayrıntıların gazetede yer
almaması sizi şaşırtmıyor; ne de olsa özet istemiştiniz. Ailenizi etkileyecek yeni
bir vergi yasasının Kongre’den geçmiş olduğu bilgisi sizin için önemli ama
fikrin kökeninin, avukatlar, şirketler, muhalifler vs. ile kaynayan ayrıntıları,sonuç ve öz açısından hiç de önemli değil.
farklı kadın yüzü fotoğraflarını çekicilik bakımından değerlendirmeleri
istenmişti. 20 cm x 25 cm boyutlarındaki fotoğraflarda kadınların yüzleri ya
kameraya doğrudan dönüktü ya da kameradan dörtte üçlük bir dönüş yapmış
durumdaydı. Erkeklerin farkında olmadığı gerçek ise, fotoğrafların yarısında
gözbebeklerinin büyümüş, diğer yarısında büyümemiş olduğuydu. Katılımcılar
tutarlı biçimde gözbebeği büyümüş kadınları yeğlemişlerdi; ama şaşırtıcıdır ki,
kendi kararlarıyla ilgili herhangi bir içgörüye sahip değillerdi. “Bu fotoğraftaki
kadının gözbebeklerinin diğer fotoğraftakinden 2 milimetre daha büyük
olduğunu fark ettim” diyen çıkmamıştı içlerinde. Üzerine parmak basamadıkları
bir nedenden dolayı, bazı kadınlar onlara diğerlerinden daha çekici gelmişti
yalnızca.
Öyleyse seçme işini kim yürütmüştü? Beynin büyük çoğunluğu erişilmez olan
işleyişi içinde bir şeyler, bir kadındaki büyümüş gözbebeklerinin cinsel heyecan
ve hazırlık durumuna işaret ettiğini biliyordu. Çalışmaya katılan erkekler ise
beyinlerinin bildiği şeyi bilmiyordu – en azından açık biçimde. Bilmedikleri bir
diğer şeyse, güzellik ve çekicilik algılarının aslında içlerinde derinlere bir yerlere
kazınmış olduğu, milyonlarca yıllık doğal seçilimin incelikle ördüğü
programlarla doğru tarafa yönlendirilebildiği olsa gerek. Denekler kendilerine en
çekici gelen kadını seçerken, kararın gerçekte kendilerine değil, yüz binlerce nesil boyunca beyinlerinin derinlerine kazınan başarılı programlara ait
olduğunun farkında bile değillerdi.
Beynin işi, özünde bilgi toplayıp davranışları uygun biçimde yönlendirmektir.
Karar verme sürecinde bilincin devreye girip girmemesi durumu değiştirmez;
çoğunlukla da girmez zaten. İster büyümüş gözbebeklerinden söz ediyor olalım,
ister kıskançlıktan, cinsler arasındaki çekimden, yağlı yiyeceklere düşkün
olmaktan ya da geçen haftaki müthiş fikrinizden, beynin işleyişi içindeki en
küçük rol, bilince ait olanıdır. Beyinlerimiz çoğunlukla otomatik pilot üzerinden
çalışır; bilinçli zihnin, altında işleyip duran dev ve esrarengiz fabrikaya erişimi
ise son derece kısıtlıdır.
Bunun kanıtlarından biri, kırmızı bir Toyota’nın garajdan geri geri çıkıp
bulunduğunuz yola doğru ilerlemekte olduğunu fark ettiğiniz anda, ayağınızın
frene doğru çoktan hamle yapmış olmasıdır. Odanın diğer köşesinde
dinlemediğinizi sandığınız bir konuşma sırasında isminizin telaffuz edildiğini
duymanız, nedenini bilmeden birini çekici bulmanız, sinir sisteminizin
vereceğiniz karar konusunda size bir “önsezi” sunması da yine hep aynı olguya
verilebilecek örneklerdir.
Beynin karmaşık bir sistem olması, yine de onun kavranamaz olduğu anlamına
gelmez. Nöral devrelerimiz, türümüzün evrimsel tarihi içinde atalarımızın
karşılaştığı sorunları çözmek üzere doğal seçilim tarafından biçimlendirilmiştir.
Dalağınız ve gözleriniz nasıl evrimsel baskıların etkisiyle biçimlenmişse,
beyniniz için de geçerlidir aynı şey. Ve bilinciniz için de. Bilinç, avantaj
sağladığı için gelişmiştir ama sağladığı avantaj sınırlıdır.
Herhangi bir zaman diliminde bir ülkede gerçekleşen faaliyetleri düşünün.
Fabrikalar işliyor, telekomünikasyon hatları vızır vızır çalışıyor, şirketler
ürünlerini sağa sola gönderiyor, insanlar sürekli yiyor, kanalizasyon hatları
atıkları yönlendiriyor, ülkenin her yerinde polisler suçluları kovalıyor,
pazarlıklar el sıkışmalarıyla son buluyor, sevgililer buluşuyor, sekreterler
telefonlara bakıyor, öğretmenler ders veriyor, sporcular yarışıyor, doktorlar
ameliyat yapıyor, otobüs şoförleri yol alıyor. Herhangi bir anda bu koca ülkede
neler olup bittiğini bilmek isteseniz de, bunca bilgiyi bir anda alıp sindirmeniz
olanaksız. Bunu başarsanız bile işinize yaramayacak. Bir özete ihtiyacınız var.
Elinize bir gazete alıyorsunuz. New York Times gibi yoğun değil de, USA Today
gibi daha hafif türden bir gazete. Olan bitenle ilgili ayrıntıların gazetede yer
almaması sizi şaşırtmıyor; ne de olsa özet istemiştiniz. Ailenizi etkileyecek yeni
bir vergi yasasının Kongre’den geçmiş olduğu bilgisi sizin için önemli ama
fikrin kökeninin, avukatlar, şirketler, muhalifler vs. ile kaynayan ayrıntıları,sonuç ve öz açısından hiç de önemli değil.
Комментариев нет
Чтобы оставить комментарий, необходимо на сайте.