"Ben bir obsidyen taşıyım..."

Ben bir obsidyen taşıyım. Dürüst olmak gerekirse, kaç asır, yıl ve ay varolduğumu bilmiyorum. Ama varoluşumun ilk anında inanılmaz derecede bir ısı hissettim ve istesem her yere akabilecekmişim gibiydi. Sonra ise bir süreç içerisinde o isi yok oldu, ve nedense kendimi bir kabuk içerisine sıkıştırılmışım gibi hissetmeye başladım. Ancak, zamanla bu halime alıştım. lyi ki görmüşüm ve aynı zamanda maalesef gördüm dediğim anlar var. Birçok yer gördüm. Insanlar, hayvanlar ve rüzgar beni sürekli bir yerlere itekliyor. Bazen uzun süredir kapalı bir alanda bulunuyordum, hatırladığım kadarıyla insanlar bu yere "müze" diyor. Bazen ise ansizin bir insan beni o yerden alıp götürüyordu, bu anlarda kendimi değerli bir varlık gibi hissettim. Tabi, çoğu zaman bana dokunan kişinin derisinde yara izleri bırakırım. Parlak olmamа rağmen keskinimdir. Bulunduğum yerler darmadağan hale gelip yıkılabiliyordu, bu anlarda orada bulunan insanlara üzülüp acıyordum. Fakat, bütün bunları insanların yaptığını görünce onlara acımayı kestim. Özellikle bu anlarda, diğer insanların gözünde küçük sayılan insanlar nedense büyük işler yaparken, diğer insanların gözünde büyük sayılan insanlar çok alçakça davranıyor.



Melike Bolat (Mekdepleriñ arasynda geçirilen ýaryş üçin taýýarlanyldy).
0 лайков 88 просмотров
Комментариев нет
Чтобы оставить комментарий, необходимо на сайте.